Bizden online teklif iste724 Psikoloji
Ekrem Çulfa, istanbul, Üsküdar, Kadıköy, Acıbadem, Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Telefonu, 0533 373 81 23 ,pedagog ile ilgili aramalar, pedagog tavsiye, pedagog istanbul, pedagog anadolu yakası, pedagog devlet hastanesi, pedagog ücretleri, pedagog bölümü, pedagog nedir ne yapar, pedagog gülten, pedagog, Acıbadem Psikolojik Danışmanlık www.acibadempsikolojikdanismanlik.com/ 0533 373 81 23 Kendimizle ve çevremizle ilgili sahip olduğumuz düşünceler, tavırlar, yargılar ister olumlu olsun ister olumsuz çoğunlukla bizim tarafımızdan ...
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/724PsikolojikDanismanlikMerkezleri
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

7/24 Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Randevu Tel: +90 505 767 58 85
                      +90 533 373 81 23

Psikolojik Danışmanlık
İstanbul, Kadıköy, Acıbadem, Üsküdar, Pendik, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy'de Şubelerimiz vardır.
Psikoterapi
Bebek, Çocuk ve Ergen, Evlilik, Aile, Cinsel Terapi Hizmetleri Vermekteyiz.
Koçluk ve Rehberlik
Yaşam - Aile - Kariyer - Sporcu - Öğrenci - Eğitim - İlişki - Yönetici ve Finansman Koçlukları Vermekteyiz.
Eğitimlerimiz
Aile Okulu - Evlilik Okulu - Boşanma, Çocuk - Yaşam Koçluğu - Eş Seçimi, Hamilelik ve Evlilik Öncesi Eğitimleri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam4
Toplam Ziyaret598931
Üyelik Girişi
Anket
Cinsel Terapiste Gitme Zamanı Geldi mi?
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu Psikoloji sitesi-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
İçeriği ile beraber
-15 yıllık bu site-satılık Fiyatı
10.000 Dolar
Önerilen Psikoloji Siteleri Linkleri
Takvim
Saat
Hava Durumu
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu site-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
Jenerik isime sahip, içeriği güçlü
-15 yıllık bu site-satılıktır.

Fiyatı: 10.000 Dolar


Yetişkin ve Ergen Psikoloğu Psikolog Büşra Yurtsever
psk.busra.yurtsever@gmail.com
ALEKSİTİMİ/K
06/09/2018

ALEKSİTİMİ / K

Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem ,
Duygularım için uygun kelimeleri bulmak benim için zordur.
İçimde ne olup bittiğini bilmiyorum 
İçimdeki duyguları yakın arkadaşlarıma bile açıklamak bana zor gelir.
İnsanlarla,duygularından çok günlük uğraşları hakkında konuşmayı yeğlerim ....
Toronto Aleksitimi Ölçeğin de yer alan bu cümleler eğer sizin doğrularınızdan biriyse DİKKAT !
ALEKSİTİMİ ( Duygusal körlük,Duygusal sağırlık, Duygularının farkında olamama, Duygu dilsizliği....) YAŞIYOR OLABİLİRSİNİZ !!! Bu bir hastalık ,rahatsızlık değildir ,kişilik durumudur. Çaba sarfedilirse bunun üstesinden gelinebilinir. 
ALEKSİTİMİ NEDİR ? bunun hakkında birden çok tanımlayıcı açıklamalar vardır .Bunlardan bazıları ; 
1) “duyguları algılama, tanımlama ve açıklama konusunda yetersiz olmak” şeklinde tarif edilen bir kişilik durumudur. 
2) Duyguların farkında olamama 3) Duygu Dilsizi 4)Duygu Körlüğü 5 ) Duygu Sağırlığı 6) Duyguları tanıma ,bunu ifade etme ve bedensel duyumları ayırt etme yönünde zorluk yaşama. 7) Kelime Eski Yunancada (Alexo, "kovmak") ve (thumos "ruh, duygu, düşünce") kökünden oluşuyor; yani aslen “duyguyu kovmak” anlamına geliyor.
Duygusuzluk durumu : Bazı insanlar gerçekten de, bizim sevgi, üzüntü, mutluluk, aşk, acı, sevinç, keder, nefret, coşku, hırs, öfke vs isimlerle tanımladığımız hiçbir türden duyguyu bilmezler. Kalp atışları hızlanır; anlayamazlar. Midelerine kramplar girer; sebebini tarif edemezler. İşte bu insanları tanımlayan kelime, duygusuzluk, duygu sağırlığı ya da duygu körlüğü olarak da ifade edilen ALEKSİTİMİ dir. 
ALEKSİTİMİK KİŞİLER VE TEMEL ÖZELLİKLERİ: 
*Mutluluk, acı, özlem, sevgi, coşku, öfke vb duyguların farkındalığından veya bunları ifade edecek sözcüklerden yoksun olmalarıdır. Bu kişiler aynı şekilde başkalarının duygularını anlamakta ve empati kurmakta da zorluk yaşadıklarından, duygusal yanıt vermekte yetersiz kalırlar. Haliyle de, sosyal bağlılıkta ve kişiler arası ilişkilerde problemler yaşarlar. 
*Duyguları için söyleyecek sözleri yoktur. 
*İçgörü ve empati yoksunudurlar. Empatinin kökeni öz bilinçtir. Duygularımıza nekadar açıksak ,hisleri okumayı da o kadar iyi beceririz. ALEKSİTİMİK KİŞİLER kendisinin ne hissettiği hakkında hiçbir fikri olmayanlar,çevresindeki kişilerin ne hissetiğini anlamaktan ve nasıl karşılık(tepki) verileceiğinden tamamen acizdirler. 
*Bu kişiler tonlara karşı sağırıdırlar; İnsanların söz ve hareketlerinin dokusunu oluşturan duygusal notalar ve akorların- ses tonunun ,duruş değişikliğinin çok şey ifade eden sessizliklerinin, herşeyi açığa vuran bir titremenin farkına varamazlar.
*Kendileri hakkında ne hissetikleri konusunda kafaları karışık olan alektisimikler, başkaları hislerini onlarla paylaştıklarında da aynı şekilde bir karmaşayı yaşarlar. Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duygusal zeka bakımından da eksikliktir ve insan olmak anlamında da başarısızlıktır. Çünkü ; ilginin, şefkatin kökü olan duygusal ahenk ( empati,kabul, karşılık) yetisinden kaynaklanır. Bu yeti de Duygusal Zekanın aktif şekilde işlediğinin ispatıdır. Ayrıca bu yeti; Birinin ne hissettiğini bilme/ satıcılık ve yöneticilikten / gönül ilişkileri ve ebeveynliğe ,insanların acılarını paylaşmaktan ,siyasal etkinliğe kadar pek çok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. 
* Duygularını tanıyamazlar, robotik olabilirler. Öfkelendiklerini,sevindiklerini,heyecanlandıklarını, kızdıklarını,...belli etmeden daha kuru yaşarlar. Duyguların söze dökülememesi yoksun içsel yaşam demektir. Ve bu durum kişinin sosyal ilişkilerinde sorunlu bir iletişimi peşinden getirir. 
*Duygularını ifade edemeyen zorluk yaşayan bu kişiler, çok sıklıkla duygusal çatışmalarını bedende yandıtırlar. Yani bastırılmış olan fiziki tepki olarak geri döner. Vücud ağrıları,mide ağrıları,huzursuz bağırsak sendromu ... vb belirtilerle kendini gösterir. 
* Aleksitimikler yaşamlarını -meli, -malılar üzerine kuruyorlar. Yıkılmaz duvarları daha fazla.
Evet, hayatı sadece ödev bilinci içinde yaşayan insanlar olabiliyorlar. -Meli, -malılar arasında bazı insanlar hayatın duygusal yönlerini gözden kaçırabiliyorlar. Bu da hayatın çok kuru, yüzeysel yaşanmasına yol açıyor ve sonuçta o insanla yaşayan insanlara da yeterli bir tatmin duygusu vermez. Bir şey söylemeden anlaşılmayı bekledikleri için onlarla ilişkiye geçenler hep zihin okumak zorunda kalırlar. Haliyle bu tür ilişkilerde yanlış anlaşılmaya dayalı kavgalar çok sık oluyor. Aleksitimik kişiler duygusal dünyaları etrafında zırh örerler. Bunu bilerek ve isteyerek yapmazlar, yetişmeleri bu şekilde olmuştur. Anneleri veya onlara bakanlarla aralarında yeterli derecede güvenli bir bağ oluşmamıştır. Bu yüzden duyguları ifade edecek gerekli ortamı ta, ilk çocukluk yıllarından itibaren yakalayamamışlardır.
Bu durumu anlamak için, öncelikle duygularımızın nasıl oluştuğuna ve bunun dille olan ilişkisine bakalım. İnsan duygularını iç içe geçmiş Matruşka bebekleri olarak düşünürsek, merkezdeki en küçük bebek bedensel tepkilerimizdir: Örneğin sevdiğimiz insanı gördüğümüzde kalbimizin çarpması, fazla sinirlendiğimizde midemizin bulanması, üzülünce ağlamak gibi. Beyin bu bedensel tepkilere anlamlar yükler, duyguları bunların etrafında Matruşka bebeği gibi genişletecek farklı kodlamalar yapar. Bizler de bu kodlamalara göre, hissettiğimiz şeyin iyi mi kötü mü, zayıf mı şiddetli mi olduğunu bilir; sonra bu duyguları tarif edip isimlendiririz. 
Aleksitimiklerin de herkes gibi duygularının olduğu, ama beynin onları ifade etmede sorun yaşadıkları düşünülüyordu. Bu ise sağ beyinde oluşan duyguların sol beynin dille ilgili alanlarına iletilmesinde problem olduğuna, yani iki yarı küre arasında bir iletişim kopukluğu olduğuna yoruluyordu. 
Aachen Üniversitesi’nden Katharina Goerlich-Dobre’a göre, beynin sağ ve sol yarı küreleri arasındaki sinirsel bağlantılar cerrahi müdahale ile koparıldığında, bu kişiler artık hiçbir duyguyu tanımlayamaz, isimlendiremez duruma geliyordu. Uzmanlar bunu, duyguları işlemekle görevli sinirsel devrelerin “kısa devre” yapmasına bağlıyor. Beynin singulat korteksi, duyguların beyindeki tezahürünü bu kişilerde bloke ediyor. Yani diyelim kişinin kalp atışları hızlanıyor; ancak bunu tetikleyenin “heyecan” olduğunu bilmiyor; çünkü duyguları işleyen devrelere böyle bir mesaj ulaşamıyor. Kısacası “Matruşka” büyüyemiyor.
Aleksitimi genetik nedenlerle de oluşabildiği gibi, yetiştiğimiz ortam veya yaşadığımız bir travmanın sonucu da olabiliyor : Örneğin sosyalleşmeyle çok yakından ilişkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca anne babası ile beraber iyi sosyalleşememiş çocuklarda beyninin duyguları tanıma bölümünün yeterince gelişemeyebileceği de olası nedenler arasında. Yaşanan travmalar .
ALEKSİTİMİKLERİN Peki, diğer bireylere göre hiç mi üstün yönleri olmuyor? bu kişilerin konsantrasyonu asla duygular nedeniyle sekteye uğramaz bu nedenle odaklandıkları işte daha başarılı olabilirler.
Genelde erkekler duygusuz olmakla suçlanırlar. Aleksitimi ile cinsiyet arasındaki bağlantı nedir?
Evet, erkekler kadınlara göre biraz daha fazla aleksitimik bulunuyor. Kadınlar daha sözel. Sözlü dünyaları daha gelişmiş; erkeklerin ise pratik duyguları.
ALEKSİTİMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR VE TEDAVİSİ MÜMKÜN !
Psikoterapi ve dugular dünyasına yolculuk / İnsanların duygularıyla yüzleşmesine sağlamak/ Duygularını farketmesini sağlamak/ Duyguların korkulacak şeyler olmadığını anlatmak / Bilişsel davranışçı terapiler yani psikoterapi, kişilerin bu duygu veya ifade yetersizliğini kavrayabilmelerine, bunun kaynağını anlayabilmelerine, ortaya çıkan fiziksel belirtilerle de daha kolay baş etmelerine yardımcı olabiliyor. 
BU ALANDAKİ BECERİLERİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN SİZLERE BİRKAÇ ÖNERİM VAR : 
Günlük Tutmak: Araştırmalar, günlük tutanların ve özellikle de günlüklerde hislerinden bahsedenlerin duygusal farkındalıklarını başarılı bir şekilde artırabildiklerini ortaya koyuyor. Uzmanların önerisiyse, hemen her gün yazmak ve -ilk başta zor gelse demutlaka hissedilen farklı duygulardan bahsetmek.
Roman Okumak: İnsanların farklı ve özel duygularından bahseden, onları inceleyen ve ayrıntılı bir şekilde betimleyen edebi eserler kişinin kendi duygularıyla tanışması yolunda muhteşem bir köprü görevi görebiliyor.
Dışavurumcu Sanat Dalları: Dans, oyunculuk ve müzisyenlik gibi dallar kişinin duygularını sanat aracılığıyla dışa vurması için mükemmel araçlar. Aleksitimi sorunu yaşayanlar, bu sanatlarla duygularını hissedebilmeyi ve onları anlamlandırabilmeyi öğrenebiliyorlar, özellikle de çocuklar… 
Psikoterapi: Diyalektik davranış terapisi ve bilişsel terapi türleri, bireylerin kendi duygularını tanımasını ve ruhsal durumlarıyla ilgili farkındalıklarının artmasına yardımcı olabiliyor.
Grup Psikoterapisi: Grup terapisindeki diğer katılımcılarla duygu alışverişi yapan bireyler, kendi duygularını keşfetmeye adım adım yaklaşabiliyorlar.

PSİKOLOG BÜŞRA YURTSEVER



1522 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ALEKTİSİMİ/K - 05/09/2018
Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem , Duygularım için uygun kelimeleri bulmak benim için zordur.
DEPRESYONUN EN GÜÇLÜ PANZEHİRİ YENİ BİR BİLİŞSEL ÇERÇEVE YARATMAKTIR - 04/09/2018
DEPRESYONUN EN GÜÇLÜ PANZEHİR’İ YENİ BİR BİLİŞSEL ÇERÇEVE YARATMAKTIR
DÜRTÜ KONTROLSÜZLÜĞÜ- DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU - 01/09/2018
DÜRTÜ KONTROLSÜZLÜĞÜ- DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU Dürtü organizmanın herhangi bir davranışını başlatan uyarandır
SELEKTİF MUTİZM ( SEÇİCİ KONUŞMAZLIK) - 31/08/2018
Kişinin ,konuşma becerisi varken konuşamamasıdır
Kalbin Yönetiminde OL - 26/08/2018
Hayatın size sunduğu "fırsatlara açılan pencereyi "aralamak ve o
Kalbin Yönetiminde - 26/08/2018
Hayatın size sunduğu "fırsatlara açılan pencereyi "aralamak
ÇOKLU ZEKA / ÖĞRENMENİN SEKİZ BİÇİMİ - 25/08/2018
Zeka her an gelişen ve geliştirilmesi gereken bir kapasitedir.
Toplumsal Normlar ve İnsan - 22/08/2018
Bir insanın sürekli dış unsurları , toplumsal normları dikkate alarak yaşaması ve diğer birine ( başka insanlara ) bu açıdan değer vermesi
DÜŞÜNCELERİNİZ SİZİ VEZİR DE EDEBİLİR REZİL DE EDEBİLİR - 18/08/2018
Hayallerinizde ki her eylem bir düşüncenizin mahsülüdür unutmayın ! Fikir ve hayallerinizin samut bir esere ( Vücud bulmasını) dönüşmesini istiyor iseniz, vâsıtalar ( esbâb) yerine getirilmelidir. Bu vasıtalar , Düşünceler( İnanç), Eylem ( Kararlılık
 Devamı