Bizden online teklif iste724 Psikoloji
Ekrem Çulfa, istanbul, Üsküdar, Kadıköy, Acıbadem, Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Telefonu, 0533 373 81 23 ,pedagog ile ilgili aramalar, pedagog tavsiye, pedagog istanbul, pedagog anadolu yakası, pedagog devlet hastanesi, pedagog ücretleri, pedagog bölümü, pedagog nedir ne yapar, pedagog gülten, pedagog, Acıbadem Psikolojik Danışmanlık www.acibadempsikolojikdanismanlik.com/ 0533 373 81 23 Kendimizle ve çevremizle ilgili sahip olduğumuz düşünceler, tavırlar, yargılar ister olumlu olsun ister olumsuz çoğunlukla bizim tarafımızdan ...
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/724PsikolojikDanismanlikMerkezleri
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

7/24 Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Randevu Tel: +90 505 767 58 85
                      +90 533 373 81 23

Psikolojik Danışmanlık
İstanbul, Kadıköy, Acıbadem, Üsküdar, Pendik, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy'de Şubelerimiz vardır.
Psikoterapi
Bebek, Çocuk ve Ergen, Evlilik, Aile, Cinsel Terapi Hizmetleri Vermekteyiz.
Koçluk ve Rehberlik
Yaşam - Aile - Kariyer - Sporcu - Öğrenci - Eğitim - İlişki - Yönetici ve Finansman Koçlukları Vermekteyiz.
Eğitimlerimiz
Aile Okulu - Evlilik Okulu - Boşanma, Çocuk - Yaşam Koçluğu - Eş Seçimi, Hamilelik ve Evlilik Öncesi Eğitimleri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam97
Toplam Ziyaret561046
Üyelik Girişi
Anket
Cinsel Terapiste Gitme Zamanı Geldi mi?
İçeriği ile beraber
-15 yıllık bu site-satılık Fiyatı
10.000 Dolar
İçeriği ile beraber -15 yıllık bu site-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
Jenerik isime sahip, içeriği güçlü
-15 yıllık bu site-satılıktır.

Fiyatı: 10.000 Dolar


Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra 05557493919
busra.kara@icloud.com
SOSYAL FOBİLER
28/02/2021

 

Sosyal fobi durumunun karakteristik bir ya da birden çok sosyal durumda (örneğin, bir topluluğa karşı konuşma, toplum içinde yemek yeme ya da yazma) kişiyi yetersiz kılan korkulardır. Bu gibi durumlarda kişi başkalarının dikkatli bakışlarına ve potansiyel olumsuz değerlendirmelerine maruz kalmaktan ve/veya utanç verici ya da küçük düşürücü bir şekilde davranmaktan korkmaktadır. Bu korkular yüzünden de sosyal fobisi olan insanlar ya bu gibi durumlardan kaçınmakta ya da büyük bir rahatsızlık yaşamaktadırlar. Sosyal fobinin en yaygın tipi topluluğa karşı konuşmadır. DSM’ de sosyal fobinin genelleştirilmiş sosyal fobi olarak anılan bir alt tipine de yer verilmektedir. Genelleştirilmiş sosyal fobi olanlarda çoğu sosyal durumda kayda değer korkular görülmektedir.

Sosyal fobi tanısına çok sık rastlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda nüfusun %12’sinin yaşamlarının bir döneminde sosyal fobi tanı ölçütlerini karşılayacağı tahmin edilmektedir. Bu bozukluk erkeklere oranla kadınlar arasında biraz daha sık görülmektedir. Sosyal fobisi olanların yaklaşık %60’ı kadındır. Büyük çoğunlukla çocuklukta başlayan spesifik fobilerin aksine, sosyal fobi tipik olarak daha geç bir dönemde, ergenlik ya da erken yetişkinlik döneminde başlamaktadır. Sosyal fobisi olanların yarısından fazlasında yaşamlarının bir döneminde bir ya da birden fazla kaygı bozukluğu ve yaklaşık olarak yarısında eşzamanlı depresif bozukluk görülmektedir. Yaklaşık olarak üçte biri kaygıyı azaltmak ve korktukları durumla yüzleşebilmek için alkol kullanmaktadır (örneğin, bir partiye gitmeden önce içki içmek). Ayrıca, yaşadıkları rahatsızlık ve sosyal durumlardan kaçınmaları nedeniyle, sosyal fobisi olan insanlarda bir işte çalışma oranı, ortalama olarak daha düşük olmakta ve sosyoekonomik statülerinin de daha düşük olduğu görülmektedir. Bozukluk belirgin bir şekilde inatçı olmaktadır. Bir çalışmada 12 yıllık bir sürede kendiliğinden iyileşenlerin oranının yalnızca %37 olduğu görülmektedir.

Sosyal fobilerde genellikle evrimsel etkenlerin şekillendirdiği öğrenilmiş davranışlar rol oynamaktadır. Bu tip bir öğrenme çoğunlukla genetik ya da mizaç bakımından risk altında olan insanlarda etkili olmaktadır.

Spesifik fobiler gibi, sosyal fobiler de genellikle doğrudan ya da vekaleten klasik koşullanmanın yaşandığı basit olaylardan kaynaklanmaktadır. Sosyal bir yenilgi ya da aşağılanma olarak algılanan bir durumu yaşamak, böyle bir duruma tanık olmak, öfke ve eleştiriye tanık olmak ya da bunların hedefinde bulunmak bu olaylara örnek gösterilebilir.

Genelleştirilmiş sosyal fobisi olanlarda anne babanın toplumsal açıdan kendilerini yalıtmış olma, kaçınması davranma ve sosyalleşmeyi değersiz görme olasılığı özellikle yüksektir. Harvey ve diğerlerine göre de (2005) sosyal fobisi olan birçok kişi sorunun akranlara uyum sağlayamama durumu yaşanan bir dönemde başladığını söylemektedir. Yine de spesifik fobilerde olduğu gibi, sosyal durumlarda doğrudan ya da vekaleten koşullanma yaşayan, sosyal açıdan kaçınma sergileyen anne baba tarafından yetiştirilen ya da akranlarıyla sorun yaşayan herkesin sosyal fobi sergilemediğini de belirtmek gerekmektedir. Bunun nedeni, sosyal fobinin gelişmesinde, spesifik fobilerde olduğu gibi bireysel farklılıkların önemli bir rol oynamasıdır.

Üç ikiz çalışmasında elde edilen sonuçlar sosyal fobide ortalama bir genetik katkı olduğunu göstermekte ve tahminlere göre sosyal fobi yatkınlığındaki farklılıkların yaklaşık %30’u genetik etkenlerden kaynaklanmaktadır. (Hettema ve diğerleri,2005b) Bununla birlikte, yine bu üç çalışmaya göre sosyal fobi gelişimindeki farklılıkların daha da büyük bir oranı paylaşılmayan çevresel etkenlerden kaynaklanmakta ve bu da öğrenmenin güçlü rolü ile tutarlı olmaktadır.

KAYNAKÇA

Harvey, A. G., Schmidt, D. A., Scarnà, A., Semler, C. N., & Goodwin, G. M. (2005). Sleep-Related Functioning in Euthymic Patients With Bipolar Disorder, Patients With Insomnia, and Subjects Without Sleep Problems. The American Journal of Psychiatry, 162(1), 50–59.

Hettema, J., Steele, J., & Miller, W. R. (2005). Motivational interviewing. Annual Review of Clinical Psychology, 1(1), 91–111.

Kessler, R. C., Berglund, P., Demler, O., Jin, R., Merikangas, K. R., & Walters, E. E. (2005). Lifetime Prevalence and Age-of-Onset Distributions of DSM-IV Disorders in the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 62(6), 593–602.

Kessler, R. C., Chiu, W. T., Demler, O., & Walters, E. E. (2005). Prevalence, Severity, and Comorbidity of 12-Month DSM-IV Disorders in the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 62(6), 617–627.

 

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA

busra.kara@icloud.com

 



301 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI - 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ” - 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ” - 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
BABA UYARICI, ANNE İSE KORUYUCU MUDUR? - 16/03/2023
Geleneksel aile yapıları değişse de anneler hala babalara babalık rollerini teslim etmekte zorlanabiliyor. Erkekler tarafından bakacak olursak, birçok erkek babalıkla ilgili iyi tanımlanamamış bu role girmekte zorluk çekiyor.
AKRAN ZORBALIĞI - 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUĞUMA EŞYALARINI VE ODASINI TOPLAMAYI NASIL ÖĞRETEBİLİRİM? - 03/01/2023
Birçok yetişkin, çocuklarının malının kıymetini bilmemesinden, dağınıklığından veya sorumsuzluğundan yakınmaktadır.
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 11/10/2022
İnternet kullanmanın farklı avantajlar sağlamasına ek olarak kontrolsüz kullanımın da psikolojik, fiziksel ve sosyal bakımdan bir takım negatif neticelere neden olduğu bilinmektedir.
 Devamı